Türkiye Ziraat Odaları Federasyonu (TZOB) Başkanı Emsi Bayraktar; Ekim ayında üretici ile piyasa fiyatları, girdi maliyetleri ve tarımsal destekler konusunda değerlendirmeler yaptı. Fiyat farkı açıldı! Ekim ayında ürün ve piyasa fiyatları arasında fark olduğuna değinen Bayrakdar, en yüksek fiyat farkının maydanozda olduğunu, bunu yüzde 216 ile elma, yüzde 212 ile marul, yüzde 170 ile limon, yüzde 163,3 ile havuç ve yüzde 163,3 ile havuçun izlediğini söyledi. elmalar %163.3, %216, ardından opsiyon %159.2. Değeri 1 lira 64 kuruş olan maydanozun 5 lira 79 kuruş 4 lira elma 45 kuruş 14 lira 6 kuruş 4 lira marul 32 kuruş 13 lira 50 kuruştan satıldığını söyledi. ve 8 limon. 17 kuruş 22 lira 6 kuruşa satıldı. Pazardaki 37 üründen 31’inin arttığını söyleyen Bayraktar, "Pazarda en yüksek fiyat artışına sahip ürün ise yüzde 33,4 ile kabak oldu. Kabak fiyat artışını yüzde 30,6 ile salatalık, yüzde 29,3 ile kuru fasulye, yüzde 28,8 ile yeşil soğan, yüzde 26,7 ile kuru soğan ve yüzde 23 ile kuru üzüm izledi. Yeşil biber yüzde 10,2 ile piyasada fiyatı en fazla düşen ürün oldu. Domates yüzde 6,9, pirinç yüzde 4, ayçiçek yağı yüzde 3,3, toz şeker yüzde 3,1 ve ardından biber fiyatları düştü." dedi. Bayraktar cezalarına şöyle devam etti;
"Üründe en yüksek fiyat artışının yüzde 74 ile yeşil soğanda görüldüğüne dikkati çekerek, yeşil soğan fiyatlarındaki artışın yüzde 41,5 ile domates, yüzde 35,4 ile ıspanak, yüzde 33 ile salatalık, yüzde 32,8 ile kabak ve limonda görüldüğünü kaydetti. Bunu yüzde 22,5 ile maydanoz, yüzde 18,3 ile maydanoz ve yüzde 18,3 ile yeşil fasulye izledi ve pirinç üretici fiyatlarındaki artış pirinç fiyatlarına yansıdı. Havucun fiyatının yüksek olması, ürünün yeni sezona ait olmasından ve artan maliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Nohut fiyatlarındaki artışın nedeni ihracattaki artıştan kaynaklanmaktadır. Yeşil soğan ve limon arzındaki düşüş, fiyatlara artış olarak yansıdı."Tarımsal üretici fiyatlarındaki artışlardan çok daha yüksek olan tarım maliyetlerindeki artışlar, çiftçilerimizin gelirlerini düşürdü. Öte yandan, tüketicinin tarım ürünleri için ödediği fiyatlardaki artışın büyük bir kısmı üretici ile piyasa arasındaki farktan kaynaklanmaktadır. Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden, üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkını kapatmadan ve üreticilerimizin ürünlerinin pazarlanmasında daha büyük bir role sahip olmadan tüketiciler ucuz gıdaya erişemezler. Bu yapılırsa tüketicilere sağlanan faydaların yanı sıra Avrupa başta olmak üzere dünyada ürünlere olan talebin arttığı bu dönemde dünya pazarlarında ürün ihracatında rekabet gücümüz artacak, ürünümüz artacak ve ülkemiz kazanç."Bu dönemde bu ürünler için çok miktarda gübre ve mazot kullanılmaktadır. Mazot ve gübre gibi iki maliyet bileşeni üretim için çok önemlidir. Arzındaki kesinti, tarımsal üretimi azaltacaktır. Dolayısıyla bu girdilerin fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi üretime olumlu yansıyacak, arz açığı verdiğimiz bu ürünlerde ülkemiz döviz kaybetmeyecek ve üreticilerimiz kazanacaktır. 2021/2022 sezonu için tarımsal destek ödemeleri 20 Ekim’de, sezonun sonuna doğru açıklandığından, kazanan üreticilerimiz üretimin sürdürülebilirliğini de sağlayacak. Tarım politikasının en önemli enstrümanı olan tarımsal desteklemelerde önemli olan unsur bazında teşvik tutarının ekim ve dikim öncesinde beyan edilmesi gerekmektedir. Örneğin 2021/2022 için çay hariç 18 ürün için prim sübvansiyonlarında artış olmadı. Buna göre üreticilerimiz kalan 17 ürünün üretiminden uzaklaşacak. Bunların çoğu, tedarikte yetersiz olduğumuz ürünlerdir. Üretimleri vurgulanmalı ve üretim planlarına dahil edilmelidir. Yem bitkileri desteğinin artırılmamasının hayvancılık üretimini aksatma ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerekir.Gerçek şu ki, 2022/2023 üretim sezonuna başladığımız bu günlerde, kışın ekilen ürünlere en az 2023 sübvansiyonu açıklanmalı ki, çiftçi ilerlemenin yolunu görebilir. Öte yandan, gübre ve motorin için 2022 sübvansiyon ödemelerinin getirilmesi önemli bir gelişmedir."
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın