Bu yazımızda köy hayatı ile şehir hayatını karşılaştıran kompozisyonu kısaca anlatacağız.
Köy yaşamı, doğanın daha az tahrip edildiği, belki de doğal haliyle bırakıldığı, doğal bitki örtüsünün, topografyanın ve iklimin değişmediği alanları ifade eder. Köy yaşamı içinde köy evleri, bahçeleri, tarlaları ve çarşıları kendine has özellikler taşır.
Köy yaşamı içinde yetişmiş bireyler doğanın içindedir. Akarsular, göller, ormanlar, meralar, yaylalar tüm canlıların ortak yaşam alanlarını oluşturur. Bu nedenle köylerde yaşayan insanlar cesur, sağlıklı, güçlü ve dirençli insanlar olurlar.
Doğa ile iç içe olan insanlar, doğa kanunlarına daha kolay uyum sağlarlar. Bu nedenle, gücün kendisi hayatlarının merkezidir. Böylece çevik, fit, azimli ve çalışkan olurlar. Çünkü zamanı kullanmayı, işi yapmayı ve bitirmeyi çok iyi bilirler.
Şehir hayatı, insanların kendi elleriyle inşa edip yaşadığı ve çoğu zaman doğayı tahrip ettiği yerdir. Şehirlerde doğayı solumak mümkün değil. Yapay çevre düzenleme işi doğayı şehir merkezine taşısa da yeterli olmuyor.
Kent yaşamının en karakteristik özelliği, insanların çok katlı binalar ve işyerleri arasında bir sosyal makine gibi koşuşturma içinde yaşamalarıdır. Şehir hayatındaki insan ilişkileri de zayıflıyor. Çünkü insan zamanı kullanmakta zorlanıyor.
Şehirde yaşam her ne kadar modern görünse de nispeten öyle olsa da doğallığını yitirmiştir. Doğanın boşluğu kabul etmemesi, kasaba halkının hayatında bir gedik açmıştır. Bu gedik şehrin dinamizmini şekillendirirken bir yandan da bazı şeylerin bozulmasına neden oldu.
Köy hayatı ile şehir hayatını karşılaştıran kompozisyon hakkındaki yorumlarınızı aşağıya yazabilirsiniz.
Kaynak:www.derszamani.net
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]