medyauzmani.com
Kirmanoğlu devleti Memluk Hilafetine bağlandı! – Haberinolsun.net.tr – Haberin Olsun!

Kirmanoğlu devleti Memluk Hilafetine bağlandı! – Haberinolsun.net.tr

Karamani’nin yanıtı – 4

Bir kişiye ait taşınır ve taşınmaz mal, mal sahibi, mal sahibi: mülkün sahibi, mülk, sahibi nedir: sahip olunan, sahip olunan, sahip olunan: beyaz bir köle, sahip olunan: bir mülkün sahibi, bir mülkün sahibi , onun malıdır.

Memluk Devleti (1250/1517), Mısır’da kurulmuş bir Türk devletidir. İlk kurucusu Mu’izzeddin Mansur Aybak iken, yönetimde iyi bir konuma gelen Memluk Abyad Abbasi, Mısır’da devleti ve başkenti Kahire’yi kurmuş ve bu devlete Memluk denilmiştir. Ya da Memluk devleti adı, kendisine hizmet eden sivil ve askeri bölge başkanlarının kendilerini bu devlete “seninim” üslubuyla sunmaları ile ortaya çıkar.

Karamanoğulları devleti 250 yıllık ömrü boyunca bazı dönemler dışında Memlûk hanedanına tâbi gibi görünen bir devletti.

Karamidlerin başlangıcından sonuna kadar coğrafi bir sığınak olan Ermenek bölgesi, Karamanoğullarının İslam medeniyetinin ilk eserlerini inşa ettikleri yerdir. Bu eserlerden biri de Şehzade Musa tarafından yaptırılan Tull Okulu’dur.

Karamanoğlu eyaletinin valisi olan Ermenik valisi Badruddin Mahmud’un oğlu Emir Musa Bey, Memluk Devleti Sultanı Nasr Muhammed’e “Karamanoğlar, Padişahın Memluklarıdır” demiştir. Bir

O dönemde devlete biat edenler, bugün “ben” anlamına gelen “senin memluk” tabirini kullanıyorlardı.

Karmanilerin dönüşü, son yıllarda itibarı zedelenen atalarımız arasında yaşananları yeniden anlatarak topluma kin ve nefret tohumları ekmeye çalışanların davullarına bir darbe olacaktır.

1- Kuran ve Osmanlılar hangi halifeliğe aitti?

3- Aksi takdirde, Selçukluların düşüşünden sonra fail arasında nasıl bir anlaşmazlık çıkabilir?

4- Osmanlı Devleti ile Karamanogları devleti arasındaki çekişmede Karamanoğulları devleti Osmanlılara itaat etmek zorunda mıydı?

Osmanlı İmparatorluğu halifeliğin merkezi değildi, 175 yıllık bu ihtilaf sırasında (1300-1475) halifelik Mısır’ın Memluk devletindeydi, dolayısıyla Karamanoğulları devleti Mısır’a yakındı.

Karamanoğulları devletinin hükümdarı Memlükler olup, Mısırlı tarihçiler de aynı görüştedir. Moğol istilasından sonra Abbasi hanedanı Bağdat’ta Memlük devleti altında devam etti. Memlük devleti yeni bir halife kurmadan önce Abbasi devletinin halifesini Mısır’a götürmüşler ve bu kurumu kendi himayelerinde sürdürmüşlerdir.

Memlük devletinden önce Anadolu Selçuklu devleti Konya’yı başkent yapmış ve en büyük Ulu cami olan Alaaddin Camii’ni yaptırmış ve kitabelerinde “Müminlerin Emiri Nasır – Mueno Halife” ibaresini kullanmıştır. Bu durumda Anadolu Selçuklu devleti de Bağdat’taki halifeye bağımlıydı. Alaaddin Camii’nin yapımı 1220’li yıllarda yapılmış ve Moğol istilasından önce halifeliğin merkezi olan Bağdat’taki Abbasiler bu dönemdeydi.

Tanrı cc:

Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, her ikisinin de düzeni kesinlikle bir kırılma olurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi olan Allah, onların liyakatinden uzaktır. (Peygamberler 22) buyurur.

Buna göre aynı ülkede iki cumhurbaşkanı olamaz ve olamaz, bir camide iki imam olamaz ve Müslümanların başında aynı anda iki halife olamaz. Bütün Müslümanlar biat etmeli ve tek Halifeye itaat etmelidir. Bu durum 1924 yılında halifeliğin kaldırılmasına kadar devam etmiştir.

İki halifenin yeryüzüne aynı anda çıkıp Müslümanları ayırmaya çalışması durumunda ne yapılması gerektiği konusunda şu ayet bize yol göstermektedir:

Mü’minlerden iki grup birbiriyle savaşırsa aralarını düzeltin. Biri diğerine saldırırsa, Allah’ın emrine dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse, onları adaletle barıştırın ve (her konuda) adaletli olun. Allah adaleti sever. (Hekort 9)

Bu ayette “işlerin en doğrusu”nun muhatabı, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Bu halife aynı zamanda Resûlullah’ın halefidir.

Bu halife, Kuran zamanında Mısır’da Memlük devletinin himayesindeki halifedir ve Osmanlılar, birbiriyle savaşan iki Müslüman toplumdur.

Karamanoğulları da bu halifeye biat/sadakat yemini eden ülkedir. Bu konuda büyük Türk hekimi Beşir Çelebi’nin eseri Mashmut al-Fivid’in kaleme alınmasına öncülük eden Karamanoğlu, II. İbrahim’in sunumunu çok güzel ifade etmektedir:

Perslerin padişahı, milletlerin hükümdarı, kalem ve kılıcın sahibi, Farsların ve Arapların salih amellerinin kefili, sükut yurdunun varisi, emniyet sancağının yükseltilmesi, en adaletli padişahlar. Dünyanın, Rum topraklarının (Konya civarı) lideri, parlak ve parıldayan İslam hukuku, hamdolsun yardımcısı, şehid Alaayüddin Han’ın oğlu Muhammed Han oğlu Karamanlı Sultan İbrahim.

Burada dikkat çeken önemli bir nokta var: Karamanoğulları Selçukluların yıkılışına kadar yaptıkları medrese, imaret, mescit ve hamamlarda yonttukları kitabelerde kendilerine padişah dememişler, aksine sadakatlerini Selçuklu sultanlarının adını anmak.

Karamanoğulları’nın Ermenek Balkusan’daki türbesinde Nur Sufi oğlu Kerimeddin Kerman’ın kitabesi Selçuklulara güzel bir göndermedir:

“Bu mübarek emirlik, Allah’ın rahmetine muhtaç Nur oğlu, bu türbenin sahibi olan büyük Sultan Kekavus’un oğlu Mesud’un zamanında inşa edilmiştir.”

Ermenek Ulucami Kitabesinde Mahmud Bey:

Bu Şerif mescidi, Mahmud Bey, İbn Karman tarafından Peygamber’in hicretinin 702 yılında (MS 1302) yaptırılmıştır.

Okul kitabesinde Burhaneddin Musa bin Mahmud Bey / Şehzade Musa / Tawl:

“Bu mübarek okul, büyük şehzade, hukukçu, gazi, dinin ve devletin delili ve ispatı Mahmud bin Karman, Musa Hüseyin’e ithaf edilmiştir. 740 metre uzunluğunda, 1340 yılında inşa edilmiştir.”

Kendi ifadeleriyle kendilerini padişah değil, padişahın emrinde bir bey ve şehzade olarak tanımlamışlardır.

Aladdin Halil Bey, Mümin Hatun’un Kirman’daki köşesinin kitabesinde “Sultan Azzam” derken, Hatuniye okulunun on yıl sonra tarihli kitabesinde “Emir Kabir” diyor. Bunun nedeni çok açık. On yıl önce Mümin Hatun el-Zaviye kurulduğunda Memlûklere tabiydi ancak bağımsız bir devlet başkanıydı. Çünkü Alaaddin Bey o dönemde Memlûk devletine karşı çıkmış ve Timur Han’a biat etmiştir.

Mu’min Hatun el-Zawiya’nın kitabesinin tercümesini burada mukayese edebilmemiz için sunuyoruz:

“Bu, ariflerin direği, âşıkların sultanı, eddin es-Sadık’ın büyüklüğü ve ananın annesi (Mevlana Celaleddin er-Rumi)’dir ve Allah onların kabirlerini aydınlatmıştır, Seyfüddin. Halil ibn Halil’in oğlu Süleyman Bey Mahmud ibn Karman, şehidin mezarının bulunduğu Zwaya’nın binası Alaaddin Halil’in emri. Arapların ve Arapların gölgesi Azgın ve inatçı Alaaddin Halil Bin Mahmud’u ezip geçen Acem Şahları – Allah mülkünü devamlı kılmış, zamanını büyütmüş ve ona yardım edenlere kuvvet ihsan etmiştir 772 Rebiülevvel / M. 25 Eylül 1370”

Bu tarihten on yıl sonra, 1380’lerde dikilen Hatunya mektebi, aynı kişinin “Büyük Şehzadesi” olarak anılır. Beylik, otoriteye tabi memurlara verilen bir unvandır.

Bu dönem (1396-98), Yıldırım Bayezid ve Alaeddin Bey’in Konya’da yaptıkları savaşta yenildikleri ve şehit düştükleri ve Ermenek bölgesi hariç tüm Karamanoğulları topraklarının Osmanlılara katıldığı dönemdir.

Devamı: Karamanoğulları’nın başkenti Ermenek / Karamanoğulları’nın dönüşü- 5

1 Karamanoğlu Bey Bedrettin Bey’in kardeşi Musa Bey, 1335 yılında Hac için Mısır’a gidip gelirken Mısır’a uğrar ve bir süre padişahın misafiri olarak kalır. Padişah, ayrılmak üzereyken kendisine bir beylik teklif ettiğinde, kibarca reddederek, anavatanında yaşamak istediğini söyledi: iman ve iyilik…” dedi. İbn Devaderi Kenzod Dürer cilt 4 pp. 398-399 Memluk Türk Devleti Ahmed Sağlam / Türk Tarih Kurumu Ankara 2021

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın