medyauzmani.com
İngilizce cümlelerde sıkıntı ile ilgili ifadeler nasıl kullanılır? – Haberin Olsun!

İngilizce cümlelerde sıkıntı ile ilgili ifadeler nasıl kullanılır?


İngilizce cümlelerde sıkıntı ile ilgili ifadeler nasıl kullanılır?

çıkmaz

Çile, ‘bela, zor durum, felaket’ anlamına gelir.İşte bu kelimenin kullanıldığı cümlelere örnekler:

  1. Şehrimizde evsizlerin durumu içler acısı. (İlimizdeki evsizlerin durumu içler acısı.)
  2. Uçak kazasından sağ kurtulanlar yaşadıkları sıkıntıyı medyayla paylaştı. (Uçak kazasından kurtulanlar durumlarını medyayla paylaştılar.)
  3. Şirket, çalışanlarının içinde bulunduğu kötü durumun farkındadır ve çalışma koşullarını iyileştirmek için önlemler almıştır. (Şirket, çalışanlarının durumunun farkındadır ve çalışma koşullarını iyileştirmek için önlemler almıştır).
  4. Suriyeli mültecilerin durumu küresel bir endişe kaynağıdır. (Suriyeli mültecilerin durumu küresel bir endişe kaynağıdır.)
  5. Ekolojistler, nesli tükenmekte olan türlerin durumu hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyor. (Çevreciler nesli tükenmekte olan türlerin kötü durumu hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyorlar.)
  6. Köylüler temiz içme suyuna ulaşamadıkları için zor durumda. (Köylü temiz içme suyuna ulaşamadığı için zor durumda.)
  7. Savaşın parçaladığı ülkelerdeki çocukların içinde bulunduğu kötü durum, önemli bir insani meseledir. (Savaşın parçaladığı ülkelerdeki çocukların durumu büyük bir insani sorundur.)
  8. Cemaat, içinde bulundukları kötü durumdaki aileye yardım etmek için bir araya geldi. (Cemaat aileye yardım etmek için bir araya geldi).
  9. Kuraklığın vurduğu bölgedeki çiftçilerin durumu ciddi bir endişe kaynağıdır. (Kuraklıktan etkilenen bölgedeki çiftçilerin durumu ciddi bir endişe kaynağıdır.)
  10. Hükümet, salgın nedeniyle işini kaybeden işçilerin içinde bulunduğu kötü durumu ele almalıdır. (Hükümet salgın nedeniyle işini kaybeden işçilerin durumuna bir çözüm bulmalıdır.)
  11. Belgesel, dünyanın dört bir yanındaki yerli halkların içinde bulunduğu kötü durumu gözler önüne seriyor. (Belgesel, dünyanın dört bir yanındaki yerli halkların kötü durumunu vurgulamaktadır.)
  12. Şehrin sokak hayvanlarının içinde bulunduğu durum, insan ihmalinin bir sonucudur. (Şehirdeki sokak hayvanlarının durumu insan ihmali sonucu ortaya çıkmıştır.)
  13. Kasırga kurbanları içinde bulundukları kötü durumdan muzdarip, ancak kurtarma çalışmaları sürüyor. (Kasırga kurbanları tehlikede, ancak kurtarma çalışmaları devam ediyor.)
  14. Sınırları yasa dışı yollardan geçmeye çalışan mültecilerin durumu karmaşık bir konudur. (Sınırları yasadışı yollardan geçmeye çalışan mültecilerin durumu karmaşıktır.)
  15. Politikacı, kampanyasında düşük gelirli ailelerin içinde bulunduğu kötü durumu ele alacağına söz verdi. (Politikacı, kampanyası sırasında düşük gelirli ailelerin durumuna odaklandı.

Bir çözüm bulacağına söz verdi).
16. Yoksul toplulukların kötü durumlarını hafifletmeye yardımcı olmak için hayır kurumu kuruldu. (Hayır kurumu, yoksul toplulukların içinde bulunduğu kötü durumu hafifletmek için kurulmuştur.)

  1. İşçiler, içinde bulundukları kötü duruma dikkat çekmek ve daha iyi çalışma koşulları talep etmek için greve gitti. (İşçiler, içinde bulundukları kötü duruma dikkat çekmek ve daha iyi çalışma koşulları talep etmek için greve gittiler.)
  2. İnsani yardım çalışanları, doğal afetin içinde bulunduğu zor durumdaki mağdurları rahatlatmak için ellerinden geleni yapıyor. (İnsani yardım görevlileri, doğal afet kurbanlarına yardım sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yaparlar.)
  3. Şarkıcı, platformunu mültecilerin içinde bulunduğu kötü durum hakkında farkındalık yaratmak için kullandı. (Şarkıcı, platformunu mültecilerin içinde bulunduğu kötü durum hakkında farkındalık yaratmak için kullandı.)
  4. Titanik yolcularının içinde bulunduğu kötü durum, insan hayatının kırılganlığının trajik bir hatırlatıcısıdır. (Titanic’in yolcularının durumu, insan yaşamının kırılganlığının trajik bir hatırlatıcısıdır.)

Kaynak:www.derszamani.net

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın