"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dua – Haberinolsun.net.tr

İyi ki sözlükler var. İlkokuluma borçluyum. Bana kitap okumayı ve sözlüğe bakmayı öğretti. Cumhuriyet İlkokulu’nda beş yıl bizimle çalışan merhum Ahmed Doro’nun sözlük mirasına sahip çıkmak beni tatmin etmedi, yıllar geçtikçe sayıları arttı. Kütüphanemde her türlü sözlük var, başucu kitaplarım arasında… PC ve mobilde TDK ve Kubbealtı Sözlük uygulamaları…

Kelimeler hakkında çok şey yazdım. Kim bilir daha ne kadar yazacağım? Sözlerimi hem başlıkta hem de cümlede özenle seçiyorum. Bu konuda bir kuyumcunun hassasiyetini gösterdiğimi düşünüyorum. Tabii programın otomatik düzeltmeleri ile ilgili atladığım veya unuttuğum kelimeler de oldu ve yanlış oldu. Editör tarafından filtrelenmediği için kelime ve küçük harfli cümlelerdeki hatalar okuyucunun önüne geçer. Bu mesleğimizin üzücü yanı. Muhabir bile tutamayan bazı haber sitelerinde yazı işleri müdürü eksikliğinden kimsenin şikayet etmeye hakkı yok elbette. İçinde doğru cümleleri görürsek, minnettarız.

Papidik ve yalamaktan bahsetmişken…

“Kusursuz köle yoktur” Şarkı eşliğinde kendim dikmeye çalışıyorum. Bu nedenle bir sözlük ve yazım kılavuzu her zaman elinizin altında. benim gönderilerim “Papidik”, “Guguk kuşu” E “Müdür” Başlıklar, sözlükler tarafından gönderilen hediyelerdir. Bu üç makale, muhtemelen büyü kelimesinden en çok okunan makaleler arasındadır. Sanırım “slapstick” kelimesi de bu ifadeye dahil edilir.

Bakara Suresi 31. ayet, Kuran’da “Allah Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti” ifadesi ile başlamaktadır. (Yeni Meyali Diyanet İşleri Başkanlığı) Bu noktadan hareketle sözler insanlığa Hertz tarafından gönderilmektedir. Adem’in mirasıdır, yorumu abartılı mı?

  • Bu yazının başlığı olarak seçtiğim “Şakşakçı” TDK Türkçe Sözlüğü’nde şu şekilde yer aldı:
    1. Bir insanı veya yaptığı her şeyi doğru bulup başkalarını etkilemeye çalışarak öven bir isim, metafor, alkış, zili olan çocuk.
    2. Bir isim, para için çırpınan biri için bir metafor, guijoy.
    3. isim, modası geçmiş: tiyatrodaki belirli bir oyunu övmek için tutulan kişi.

Kubbealtı’nın sözlüğünde “şaka”, “hoşnut etmek için karşısındakini aşırı derecede öven, yaptığı her şeyi seven ve tasvip eden kimse” olarak tanımlanmaktadır. şeklinde verilmiştir. Anlamını çok iyi bildiğimiz “semptom” kelimesi, şakşak yerine seçilmiştir.

Koltuklar kaygan, biri kalkıyor, biri oturuyor

Kirman’da bir istifa olayı yaşandı. Şu ana kadar hakkında en olumsuz yazdığım kişi istifa etti. KMU yönetimini kastediyorum. Hiçbir ofisi boş bırakmadı. Aynı ofise koordinasyon görevi verildi. Dünyanın makamları, semânın makamları gibi ebedî değildir, geçicidir ve zamanla sınırlıdır. Eğlence ve fırsat dolu zaman hızla geçiyor ve göz açıp kapayıncaya kadar devam ediyor. Oldu, yine öyle olacak. Ölüm gibi, her insan ölümü diğerine layık görür. Kişi ölümünü düşünmekten kaçınır. Ne de olsa ölüm kaçınılmazdır, bir gün gelip güvenini alacaktır. Koltukların yanı sıra. Bir gün kayacak.

Gidip olumlu yorum yapan kişi hakkında yazdığım eleştirel yazılar için bana teşekkür edenlerin sayısı neredeyse sıfırdı. Ancak bana taş atmaya çalışanlar çoktu, hatta gazetelere, internet sitelerine ret yazısını yazıp haksızlık ettiğimi, birinin oyununu oynadığımı iddia eden körler bile oldu! Bu konulardan uzak durmamı ve arabuluculuk yapmamı önerenler de oldu. Üniversite çatısı altında “Biz bir aileyiz” Sözüne veda edenler Bu çatı şimdi nerede?

Kral öldü, yaşasın kral!

Bitti artık o günleri unutalım diyeceğim ama bu mümkün mü? Tokatlar nerede? Sıradaki ne? Sizce gözden uzak kalacaklar mı?

“Kral öldü, yaşasın kral!” Cesur adamlar ne diyecek, bekleyip göreceğiz.

Gidenlerden sonra ilk taşı Boğaziçi Üniversitesi’nden habersiz birinin atacağını umuyordum. Yanılmışım. Taş başka bir yerden geldi. “Geçmiş pazar dökün”. Her ne olduysa ondan sonra biri, iki yıldır tek incelemesini okumadığım bir yazı yazdı. Ürün müşteriye satılmaktadır. E, müşteri gitti.

Kerman için üzüldüğünü görüyorum, “Veda” Bu içerikte bir veda mektubu yazan tek bir kişi bile yoktu. Ayrıca sosyal medyada “Gitmeseydin seni çok severdik” mesajı görmedim. Akbabalar ve kargalarla cıvıldayanlar kuşların cıvıltısını dinlemek için dışarı çıkmış olmalı.

Bunu unutmalı mıyız?

“Arif, asil, kutsal, asil, Türk milletinin en büyük umutlarla güvendiği kahraman ekip!” Belki sıra sendedir. Bakalım en ağır taş kimmiş. Biri elini mi tutuyor? Bakalım saflık ne kadar değişmiş! Beş dakikada nasıl Beşiktaş taraftarı olunur!

Bana gazeteciliği öğretmeye çalışanların ruh halini merak ediyorum. Tarif vermekten ve alanıyla ilgili bilgi paylaşmaktan korkanlar ne düşünüyor? Ofise çağrılan ve cep telefonundan alınan içerik kontrolüne tanık olanlar, resmi araçtan sorumlu kişinin eşi ve kızına refakat edip Ankara’yı gezenler, koltukta duranlar, evet diyenler beyler, padişahlar , en derin ufuklarından ilham alanlar, en derin ufuklarından ilham alanlar…

Ben seni unutursam, üniversitede yüz yüze tanıştığın sınıf arkadaşları unutur mu? Karman her şeyi unutursa, vampir şehir tabelasını unutur mu? Söz konusu kişinin ayrılışıyla ilgili ulusal gazetelerin manşeti neydi? Biri dün biri bugün: Bir kez daha hatırlatmak isterim:

Kerman’da ‘vampir’ uyarısı yapan üniversite başkanı istifa etti

Şehir markasını al. Manşetlerde beni rahatsız eden, “vampir” kelimesinin gerçeği değil, böyle saçma ve akıl almaz derecede mantıksız bir benzetmenin tuhaflığıdır.

İşin bir başka boyutuna da dikkat çekmek istiyorum. İki yıl içinde KMÜ’ye atanan kişilerin isimlerini ve referanslarını sormamız gerekmez mi? Kimin oğlu, kızı ve akrabası? merak etmiyor musun? “Söz verdik, işimiz de başlayacak” diyenlerin çok olduğu söylendi. Çoğunun hevesi ekinlerinde kaldı ve umdukları dağlara kar yağdı.

Asla vicdanım ölmeden önce!

Ülkemizde Dövüş Kulübü olarak da bilinen postmodern edebiyatın güçlü yazarı Chuck Palanyuk, değer yargıları, para, şöhret, prestij, güzellik gibi tüm önemli şeylerin anlamsız yalanlar olduğunu söylüyor. Friedrich Nietzsche’nin öğrencisidir. Felsefe ve düşünce babalarının eserlerini saydı. Palanyuk, aynı zamanda filme alınan Clogging’in hesabında aşağıdakilerden bahseder:

“Keşke her şeyden şüphe etmeme, her şeye direnmeme cesaretini kendimde bulabilsem.”

Bu cümlenin anlamı benim için tam olarak açık değil. “Bunu unut ve keyfini çıkar.” Yaldızlı kelimesi gibi. Ayaklarımı, kalbimi ve aklımı terk edersem, inancım buna karşıdır. Kalbi kırılanları, umutsuzca gün sayanları görmezden gelebilir miyim?

Albert Camus’nün Yabancı’nın kahramanı Morceau’nun her şeyi boş ve anlamsız gören kayıtsızlığına hala hayret ediyorum. Her ne kadar bunun gibi insanların gerçek hayatta benzerleri olduğunu bilsem de.

Parayla, pullarla, tekliflerle, faturalarla vb. görevlerde uzman kim, uzman kim bilmiyorum. Bunlar müdahale etmeyeceğim şeyler. Bütün bunların açık kalacağını mı düşünüyorsun? Yalamak, “Ankara’da burnumdan kötü kokular geldi” cümleme hakaret ediyor. Seni kim unutacak? (Naguib Fadel’in şiirine benziyor mu?

Belki de tüm bunlar halının altında kalacak. Hafıza-i beş, nisyan ile devre dışı bırakıldı. Ayrıca unutulma çukuruna sürüklenebilirler. Ben sonuca bakanlardan değilim. Gözüm süreçte. Pozisyonlarım kişisel değil, ilkelidir.

Herkes unutmuş olsa bile benim unutmayacaklarımı yazmanı tavsiye ederim. Aynı uyarıyı aylar önce ayrılan kişiye de “Gözüm üzerinizde” yazarak vermiştim. Geri dön ve yazılarımı tekrar oku. Yazdıklarımın arkasındayım ve yazmadıklarımdan pişman değilim. Geride kalanlar şu cümleme dikkat etsinler: “Hafızamı ve vicdanımı kaybetmediğim sürece seni asla unutmayacağım.”

Geriye bakmak ve ders almak

İran’daki devrimle Şah rejimi çökünce Ayetullah Humeyni, 14 yıldır sürgünde olduğu Paris’ten 1 Şubat 1979’da Tahran’a döndü. Dört milyondan fazla insan tarafından memnuniyetle karşılanan Humeyni, devlet başkanı olarak atandı. Humeyni ilk röportajını İslam karşıtlığıyla tanınan İtalyan gazeteci Oriana Fallaci’ye verdi. Fallaci keskin kenarlı bir feministti ve soruları beklenmedik bir şekilde geldi. Kariyerinin zirvesinde bir gazeteciydi, birçok dünya liderine ve ünlüye röportaj verdi.

Fallaci’nin Humeyni ile yaptığı röportajdan iki vaka hatırlıyorum. Birisi cevap verdi: Eğer İslami kıyafetleri sevmiyorsan, giymene gerek yok. Humeyni dedi ki:
“İmam çok naziksin. Bunu söylersen gülünç, Ortaçağ’dan kalma bezlerden kurtulurum” diyerek kapağı kaldırıyor.

İkinci konu ise, hava slapstick’in dünya çapında para birimi olduğunun en güzel örneğidir. Falachi Humeyni’ye sorar: “Her yerde Şah’ın resimleri asılıydı. Milyonlarca resim nasıl oldu da duvarlardan bu kadar kısa sürede çıktı?”
Humeyni’nin yanıtı etkileyiciydi. “Kim kapattıysa göndermiş.”

İnsanlar her yerde insandır. ilgi dünyası. Atalarımız bir şey demedi: Giden kardeşim, gelen Paşa.

Ve bu yazı, büyüyünce İslam karşıtı dozunu arttıran ve 15 Eylül 2006’da kanserden ölen Oriana Fallaci’nin sözlerine veda etsin: “Daha önce söyleyemediklerim – bir tür ihtiyat var. hepimizde—şimdi koca ağzımı açıyorum. Ne yapabilirler? Bi?….git. Ne istediğimi söyleyeceğim.”

Geriye bu kubbede çok güzel bir kek parçası kalıyor.

Flaş Haber

Bu makaleyi bitirdikten sonra aşağıdaki haberlere rastladım:
“Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, 12 yaşındaki kızı için resmi devlet plakalı arabasını öğrenci otobüsüne çevirdi.”

Bir gazeteci olarak, her habere şüpheyle yaklaşıyorum. Teyit edilmemiş haberleri dinlemem. Yukarıdaki haberin doğru olup olmamasının benim için hiçbir değeri yok. Şaşkınlığımızı kaybettik. O kadar çok şeyi başka şeylere dönüştürdük ki, ofis arabası bir öğrenci servisine dönüştü. bunun ne sorunu var? Ben bu filmi nasıl bu kadar çabuk unuttum! Nevşehir’deki olaya hiç şaşırmadım.

Not: Ben çocukken rahmetli babam “Taktik veya şakşak helvası” dediğimiz bir şeker alırdı. Mermerden yapılan helva konkolo kadar sağlamdı. Yemesi zordu, tadı da güzeldi. Şakşakçı ile aşşak helvası arasında ses benzerliği dışında bir anlam benzerliği olup olmadığı dikkatimi çekti. Hala Kerman’da mı üretiliyor? Gerede Şakşak Helva, 06.11.2020 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmiş ve coğrafi işaret almıştır. Kastamonu’da Taktak adıyla üretilip satıldığını biliyorum. Shakshak kelimesinin kökenini ve shakshak helvası ile ilgisi olup olmadığını bilenler mesaj atabilirler.

Ahmet Teknik

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir