AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan’ın askeri olmayan adaları silahlandırmasıyla ilgili olarak, “Bu silahları verenin, üsleri kuranın Yunanistan’ı hukuk konusunda uyarmadığını görüyoruz” dedi. dedi.
Çelik, AKP Genel Merkezi’nde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında açıklamalarda bulundu.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü ile ilgili olarak Çelik, “Gündeminde doğru ya da yanlış birçok konu var ve Türkiye Raportörü olarak Diyarbakırlı anneleri de gündemine almasını bekliyoruz. Biz her zaman analiz yapıyoruz. Bu raporlardaki sağlık ve bu raporlardaki çifte standardı hatırlatıyoruz.Fakat Diyarbakır Anneleri’nin uluslararası kuruluşların Türkiye hakkında bugüne kadar yazdığı hiçbir raporun gündeminde yer almadığı gerçeği dünyanın en büyük çifte standartlarından biri, dünyanın en büyük ikiyüzlülüklerinden biri.” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerini ilhak etmesini, barış ve ateşkes umutlarını uzun ve belirsiz bir zamana ertelediğini dile getiren Çelik, “Türkiye, Kırım’ın ilhakından bu yana işgalinden bu yana gösterdiği ilkeli duruşunu korumaya devam ediyor. .. Reddettiğimizi ifade ederiz.” dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ile Ukrayna arasında barışın sağlanmasında üstün bir performans sergilemeye devam ettiğini vurguladı:
“Tabii ki ilhak kararına kadar birçok olumlu aşama oldu, en önemlisi dünya açlık kriziyle karşı karşıyayken tahıl koridorunun uygulanmasıydı. Bu, dünyayı açlık kriziyle karşı karşıya kalmaktan kurtaran büyük bir diplomatik adımdı. Her iki taraf da cumhurbaşkanımızın inisiyatif alması ve her iki tarafla müzakere etmesi sonucunda ortaya çıktı.” Bir kez daha herkes, Türkiye’nin 200 savaş esirinin değişimine katkısını, cumhurbaşkanımızın katkısını takdir ediyor.” Bazı sonuçlara ulaşmak açısından değerli ve önemli bir aşama. Ne yazık ki bu ilhak kararıyla birlikte tüm bu aşamaların kazanımları masada ancak barışla ilgili ateşkes konusunda durum biraz gecikmiş görünüyor” dedi.
Türkiye’nin barışı ve ateşkesi sağlamak için ilerlemek dışında ciddi bir diplomatik iradesinin bulunmadığını kaydeden Çelik, “Savaşın devamına yönelik tehditleri, savaşın derinleşmesini ve karşılıklı çatışmaları maalesef görüyoruz. her zaman söylediğimiz gibi koruyor ve önemsiyoruz İlkeler çerçevesinde ilhak konusundaki tavrımız da ilkeli olup, Kırım’ın ilhakından bu yana ortaya koyduğumuz tavır açıktır. Bütün bu çerçevelerde diplomatik bir barış masası kurmaya çalışmak sorunların çözümü için tek adres olacaktır. Savaş hiçbir şeydir. Savaş hiçbir şeyi çözmez, savaş acı ve yıkım getirir ve insanlar için büyük bir kayıptır.” dedi.
AB’nin Türkiye’nin barış diplomasisine destek vermemesine değinen Çelik, “Bunu bir rekabete dönüştürdüler, örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ‘Burada Fransa olarak Rusya ile işbirliği diyaloğumuzu sürdüreceğiz. “İstemek”, yani barış meselesini bile rekabet meselesi haline getirmek, diplomatik kapasite ve diplomatik sonuçların elde edilmesi meselesini bile önemli bir mesele haline getirmeye çalışmak maalesef yapılan en talihsiz açıklamalardan biridir. tüm bu süreç boyunca. Değerlendirdi.
– “Açıkçası, iyi sonuçlar vermeyecektir.”
Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin Ege ve Akdeniz’de tansiyonu yükseltmeye çalıştıklarını vurgulayan Çelik, “Maalesef bazı müttefiklerimiz ABD Yunanistan’daki üslere silah stoklarken ya da Güney Kıbrıs’taki silah ambargosunu kaldırıyor. Bir yıl, Genel olarak şu şekilde: Başlık altında bir argümanı dile getiriyorlar, “İşte Rusya’nın ortaya koyduğu bu savaş görüntüsü karşısında bölge ülkelerini, NATO ülkelerini güçlendirmeye yönelik bir yaklaşım. Ama bu değil. çok anlamlı bir durum ortaya koyuyor, anlamlı bir tablo bilmiyor, Çünkü Yunanistan anlamıyor.Bu desteği Türkiye’yi tehdit etmek, Türkiye’yi taciz etmek, Türkiye’nin hak ve çıkarlarına karşı saldırgan bir tavır sergilemek için üretiyor. Ege ve Akdeniz’de bu şekilde, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan’ın geleneksel devlet politikasını ve aşırılıkçı devlet politikasını verdiler Agresif ve istismarcı, bu kadar sınırsız silah desteğinin ne NATO için ne de bölgesel için iyi sonuçlar doğurmayacağı açıktır. Barış bir ülkenin Başbakanı Miçotakis’ten bahsediyorum. “Bunu yapacağız, bunu yapacağız, böyle bir tavır göstereceğiz” diyerek müttefiklerini sayıyor. NATO, “Biz Türkiye’yi tehdit ederken arkamızda ülkeler var” diyerek.
Yunanistan’ı destekleyen ve izin veren herkesin NATO ve bölge barışı konusunda doğru olanı yapmadığını kaydeden Çelik, şunları kaydetti:
“Bu silahları sağlayanların ve bu üsleri kuranların Yunanistan’a yasa konusunda hiçbir uyarıda bulunmadığını görüyoruz. Örneğin, sürekli ‘Bu adaları neden askeri olmayan silahlarla silahlandırıyorsunuz? adaları askeri olmayan bir statüyle silahlandırmak, Türkiye ve Yunanistan’a karşıdır.Başbakan ve dışişleri bakanı da dahil olmak üzere Türkiye’deki yetkililer, sahte bir düzen sürdüren Yunanistan’ın hukuktan bahsettiğini söylüyor.Uluslararası hukuka duyarlılık, uluslararası sözleşmelere ve kurucu anlaşmalara bağlılık ve bu konuları açan ancak Ege ve Akdeniz ülkelerinde kanunen tanımayan, her türlü yalanı açığa vuran ve her türlü sorumsuz davranışı açığa vuran.
Tarih, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’da yaptıkları zulümleri ve katliamları nasıl kaydediyorsa, Ege’de bu küçük çocukları öldürüp kandırarak yaptıkları katliamlar da aynı şekilde kayıtlara geçmiştir. Ancak tüm bunlar karşısında, sayfalar dolusu haberlerle dolu reklamlar yapan, saatlerce radyo ve televizyon yayını yapan Avrupa Birliği ülkeleri, dünyanın herhangi bir yerinde en ufak bir insan hakları ihlali karşısında sessiz kalmaktadır. Avrupa Birliği üyesi Yunanistan, Avrupa Birliği’nin gözleri önünde Ege’de insanları, göçmenleri, kadınları ve çocukları öldürüyor. Bundan daha kötü bir tablo olabilir mi? Hiçbiri adına seslerini yükseltmiyorlar. Vicdanı nerede konuşacaksınız, hukuku nerede konuşacaksınız?
– ‘Türkiye’ye bir şey olmayacak’
Çelik, Yunanistan’ın askeri olmayan statüsündeki adaları silahlandırmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Bütün bunların anlamı, Ege’de ve Akdeniz’de yeniden tansiyonu yükseltecek, saldırgan tarafı cesaretlendirecek, kışkırtacak, saldırganı daha haksız ve hukuksuz eylemlere itecek bir tavır benimsemenizdir. Buna karşı hiçbir şey olmayacak. Artık Türkiye, KKTC’ye askeri ve silah desteğini artıracak.Güç dengesi açısından Ege’deki kuvvetlerini, Türkiye’nin mavi vatanını, kara yurdumuzu, cennet vatanımızı kimsenin tehdit edemeyeceği bir güce yükseltecek. Müttefiklerimiz Yunanistan’a yanlış mesaj veriyor Yunanistan’ı kışkırtıyor Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’deki saldırgan duruşunu destekleyecek ve kışkırtacak bir tavır benimsiyor, dolayısıyla ortaya çıkacak bu görüntü ne NATO ne de NATO. ne de bölgesel barış ve dünyanın şu an için diğerlerinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bu diyaloğa ve diplomatik zemine hizmet etmiyor.Gereken mesaj masada oturmak,kaçmak değil.Türkiye büyük bir diplomatik ülke ve var masaya gelince çözülemeyecek sorun yok.”
(devam edecek)
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın